Çarşamba, Ağustos 02, 2006

nereloloyoooor!

bakımsız oda kokar lafını gördüm sonra odaya şöyle bir göz gezdirdim. odamızda çok ilginç şeyler olmuş geçtiğimiz günlerde sayın oda sakinleri...

şimdi ben öncelikle buraya sizleri misafir gibi oturasınızi birbirinizle çocuklar gibi küsesiniz sonra da darılıp, kendi köşenizde mırmırmır yapıp, odanın kapısını açıp odayı terkediniz diye çağırmadım; bu bilinsin. herkes kendine düşen görevi yapar... ben odada sessiz ve hatta belki de siz konuşurken kulağımda müziğim dışarıyı izliyor olabilirim. aynen bazen bazılarımızın çenesinin düştüğü ve durmaksızın konuştuğu gibi... çok konuşunca oda bakımlı mı kalıyor sanıyorsunuz ey retro bey? sessizliği paylaşabiliyorsanız etrafınızdakilerle, bu durum o ilişkilerin ne kadar bakımlı olduğunun kanıtı haline gelmez mi birdenbire? ben bu odada sessizken rahat durabilmeyi, iyi hissedebilmeyi de hedeflemiştim... salt buraya yazmakla bir şeyler paylaşılmıyor. sözcükler çoğu zaman temizlik maddesi değil de, tam tersi, insanın kendini kirletme ve kendini anlamsız şekillere sokup hayatın eğlenceli kılma çabasının bir aracı olabiliyor bazen de. kirlenmek güzeldir evet. ama bazen de "enjoy the silence"çılık oynamak odanın havasını temizliyor. bu odada herkes kafasına estiği zaman yazdı bu zamana kadar hep de yazacak tabii ki...

cracker hanımın ben bu odayı bırakıp gidiyorum serzenişlerine de, retro beyin ayar tahminleri ve sonunda oda hakkındaki dediklerine karşılık ben de böyle bir şey yazayım istedim.

odayı isteyen istediği zaman terkeder tabii... ama en iyi cracker bilir ki bu odadan çıkıldığı zaman tekrardan pek de kolay girilmiyor. ayça'm ne güzel demiş bu oda kutsaldır, terkedilmez diye... bu odayı kutsal yapan hepimizin burada olması, zamansız veya her zaman güncel olamasa da birbirimizi takip edebileceğimiz boş bir alanın varolduğunu bize (en azından endime adıma konuşursam bana) hissettirmesidir.

lakin diyeceğim şudur ki: ben bu odayı, bazılarımızın sessiz kalmasını, bazılarımızın çok konuşmasını, bazılarımızın tamamıyla olaylardan alakasız olmasını seviyorum. sevmeyen var ise, buyurunuz kapı açık, arkanı dön ve çık :)

bana kalbi kadar beyaz bu sayfayı ayırdığı için imagine room'a teşekkür eder, oda sakinlerinin aralarında vuku bulan sorunlara acilen bir çözüm getirmelerini diliyorum...

si ya

2 saçmalayan daha çıktı:

divadeiwob dedi ki...

madem herkes "odamız" üzerine konuşuyor, ben de geri durmayayım dedim.

valla bu güzelim odanın üçüncü sakini (cidden sakiniyim) pek konuştuğum söylenemez, zaten ne amaçla kullandığım (hepi topu 3 tane post'um var sanırım) belli. Görünürde gördüğüm rüyaları yazıyorum. Ancak aslında bu odanın varoluşunu seviyorum ben. Onun bir parçası oluşumu seviyorum. Oda hiç olmadığı kadar hareketlendi bir ara ve son zamanlarda bir kaynama söz konusu...

Bundan rahatsız mıyım? Evet. Rahatsız olmaya hakkım var mı? Yok.

Stand by - me.

Ayça dedi ki...

biz opujtuk barijtik zaten ablacim,stresten eser kalmadi,
arada didijip sora höm höm bakip sora barijan 5yajinda cocuklarin var bu odada :) ama kardejler sonuc olarak, butun didijmeler geçici :) için rahat olsun :)